Not 100 yıl Yaşasak da gezsek diyarları,
türlü türlü envai çeşit yesek kavurma ile sebzeleri,
Ne kadar gitmem diye diretsen de kalsan bu dertli dünyada, ölümlüsün çaren de yok bahanen de, gireceksin o toprağa.
Her nefis ölümü tadacaktır der Kur'an, ölümlü olmayı hatırlatır bize kainatı Cihan,
Dertten, tasadan hayat telaşından uzaklaşırken heyhat,
Ölümlü olmanın huzurunu saracaktır bedenimiz...
100 yıl Yaşasak da gezsek diyarları,
türlü türlü envai çeşit yesek kavurma ile sebzeleri,
Ne kadar gitmem diye diretsen de kalsan bu dertli dünyada, ölümlüsün çaren de yok bahanen de, gireceksin o toprağa.
Her nefis ölümü tadacaktır der Kur'an, ölümlü olmayı hatırlatır bize kainatı Cihan,
Dertten, tasadan hayat telaşından uzaklaşırken heyhat,
Ölümlü olmanın huzurunu saracaktır bedenimizi gö...
Bütün yemekleri sevdiğimden seçim yapamıyorum. karşındaki insanların hepsini sevemeyeceğime göre yemek ve lezzet olarak sevmediğin bir kişiye ne sunacağımı bilemedim. aklıma gelen ya aşırı tuzlu, aşırı acı, ya da bozulmaya 100 tutmuş yiyecekler aklıma geliyor. bazı insanlar aklıma geldiğinde çok tuzlu bir yemek yapılmış bu yemek içimi susuzluktan öldürüyor ve sızlatıyor. bazısı bozulmuş yelken lez...
Not "Eylemlerin ile kırdın, parçaladın, ezdin kalpleri, Bilmiyor, duymuyor, görmüyorsun ızdırap çektirişlerini. Dil ile dövülünce ah u feryat edip 'Ben ne yaptım?' diyorsun. Beşer şaşar, ey insan, kendini doğru mu sanıyorsun? Arkadan konuşunca dürüstlük abidesi oluveriyorsun, Yine de öyle san, melek yüzlü kanatlı şeytan!"...
gökyüzünde özgürce süzülürken birden şiddetli bir rüzgârın içerisinde sağa sola savruluyor başını, kuyruğunu, kanatlarının çarptığını hissediyor bir türlü kontrolünü sağlayamıyordu. Birden rüzgâr kesildi ve büyük bir hızla ağaç dallarına çarpa çarpa sert toprak zemine çakıldı. Bir kanadı gövdesinin altında öbür kanadıda açık bir şekil de yerde yatıyordu. Bütün gücünü toplayıp bir anda kalkmak ...
Başını yukarıya kaldırıp gökyüzünde kanatlarını çırparak uçan kuşları seyre daldı. yakın zamana kadar kendisi de o kuşlar gibi özgürce çeşitli manevralar yapıp süzülerek uçuyordu. küçücük kalbinde bir sızı hissetti. boynunu büküp şimdiki halini düşündü. kanadını çırpmak istedi ama hissiz bir organ gibi kanadı oynamıyordu. kendini yere çakılmış bir Çakıltaşı gibi hissediyordu hiç alışkın bir duru...
Günlerden pazar,her zaman olduğu gibi .
Değişken zannettiğin ama
değişseyecek, Çiçek, ağaç, böcek, toprak aynı ,
Sen aynı ben aynı onlar , bunlar aynı
Sıradandı attığım bütün adımlarım,
son defa da olmayacak bu yürüyüşüm,
Parkta başka bir yürüyüş değil;
sıradanlaşandı boşa geçen zamana isyanım.......
Okunan kuran sefleri derinden çalınmaya 1maBaşladı. İilerledikçe tekbir sef'lerigi kulağımmaın içersinde çınladığını hissedebiliyordum. Bir@@ yandag da kızarmış yağ kokuları burnuma gelip genzimi yakıyoyordu. Kalabalıb insan topluluklarını görüyordum. İnsanların sessizliği, yüzleriniz gülmeyişi, bana ortamın üzüntü içinde olduklarınıaçık bir şekilde anlatmaya yetmişti. Elime tutuşturulan sıcak pi...
Gözlerim muhteşem güzellik karşısında şaşkınlıkla etrafı seyre dalmıştı. Güzelliği anlatmaya kelimeler yetmiyordu., yağmurun arka'sından parıldayan güneşin aydınlattığı kenarlara sıralanmış gibi dizilmiş her cins ağaçlarla ve çiçeklerle bezenmiş, görüntüleri ise renklerin her tonuna boyanmış gibi rüzgarda hışırdayan usta bir dansöz gibi sağa sola ahenkle kırrılıyorlardı....